‘Halklar arasındaki dostluk molası sona erdi’
Kime ait olduğu bilinmeyen “Şu okullar olmasaydı maarifi ne güzel idare ederdim!” sözü gibi, galiba Yunan medyası olmasa, Türkiye-Yunanistan ilişkileri çok daha güzel idare edilecek.
Kahramanmaraş depreminin boyutları anlaşıldıktan sonra, Türkiye’nin dördüncü seviye alarm ilan ederek uluslararası yardım çağrısı yapması ve bunun Dünya Sağlık Örgütü tarafından ülkelere ulaştırılmasından hemen sonra İstanbul’a ilk varan Yunanistan Arama Kurtarma Ekibi oldu ve ben de dâhil birçok kişi, bunun verdiği memnuniyeti ifade ettik; ayrıca, gelecekle ilgili olarak Türkiye’ye verdiği güveni, Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu dâhil birçok yetkili de ifade etti. Sadece Yunan ekibi değil, Dışişleri Bakanı Nikos Dendias’ın atlayıp Türkiye’ye gelmesi de hepimizi sevindirdi. Sayın Çavuşoğlu, Dendias’ı alıp helikopterle deprem bölgesine götürdü; Yunan Bakan hasarın boyutunu gözüyle gördü ve samimi mesajlar verdi.
Yunan hükümetinin, özellikle Kiryakos Miçotakis’in başbakan olmasından sonra Türkiye düşmanlığına varan tutum ve davranışlarına yöneltilen eleştirileri çok yerde ve tabii bu sütunda da okudunuz. Nasıl eleştirilmesin? Daha dört yıl öncesine kadar, son derece yapıcı, sıcak değilse bile dostane demeçlerine alıştığımız Aleksis Çipras’tan sonra, Miçotakis’in büyük dedesi Kyriakos Venizelos’un 1915 Anadolu işgali zamanındaki sözlerini, davranışını hatırlatan hareket tarzı hepimize garip gelmişti. Ermenistan ne zaman Türkiye ile ilişkilerini düzeltme yolunda adımlar atsa, adeta bunu sabote etmek ister gibi, görüşmelere kalkması, ABD Kongresi’nde kendisine konuşma imkânı sağlayan Biden’ın tuzağına düşercesine, Türkiye’yi dünyaya şikâyet etmesi, AB’nin Türkiye ile tam üyelik müzakerelerine dört yıldır taş koyması ve sonunda Ege adalarına silah yığarak, buralarda ABD’ye, Fransa’ya üsler vermeye kalkması, rahmetli Bülent Ecevit’in şiiriyle dile gelen kolektif kalbimizdeki Yorgo muhabbetine gölge düşürmüştü. Sadece böyle bir romantik muhabbet değil, ama Türkiye’nin Mavi Vatan çıkarları da açıkça, düşmanca tecavüze uğramıştı.
İşte belki de bu birikim, hiçbirimizin hissiyatına uygun düşmediği için olacak, deprem için kolları sıvayan Yunanistan imajı içimizi ısıtmıştı.
Oysa bu sıcak hava dalgası korkarım ki çok kısa ömürlü olacak. Birçok Yunan gazetesinde yer alan ve anlaşıldığına göre hükümetteki Yeni Demokrasi Partisi adına servis edilmiş olan bir makalede, “İki halk arasındaki dostluk molası sona eriyor” başlığıyla şu görüşlere yer verildi:
“Komşu Türkiye ve Suriye’deki deprem kurbanlarına yönelik kısa bir insanlık ve dayanışma molasının ardından Yeni Demokrasi (ND) hükümeti ve Yunan kapitalizmi, Yunanistan kalesinin mülteci karşıtı politikalarına daha şiddetli bir şekilde geri döndü. Türkiye ve Suriye’de 23 milyon insanın hayatının çarpıcı biçimde etkilendiğini bilen, bu değişikliğe karşı çıkmayacaktır.”
Umalım ki bu, Yunan medyasında bir işgüzarın yorumudur; Miçotakis, ve Dendias, Türkiye ile dostluk atmosferinin ülkelerine şu kısa zamanda neler kazandırdığının farkındadırlar. Aynı satırların birçok yerde yayımlanmış olması bu umudu zayıflatsa da Miçotakis ve Dendias’ın bu tür sözler söylememiş olmaları dostluk yönünde artı puan olacaktır.
Kayak:https://www.milliyet.com.tr/Hakkı Öcal