Teselli
45 binden fazla insanımız dünyaya veda etti. Çocuklar, yaşlılar, kadınlar, erkekler…
Geride kalanları nasıl teselli edebiliriz?
Elbette öncelikle onların yeme, içme, barınma ihtiyaçlarını temin etmeliyiz. Fiziksel ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra manevî olarak onları teselli edebilmeliyiz.
Hayatın ölümle bitmediğini, ebedî bir hayatın olduğunu bilmek insan ruhunu teselli eder.
Kızım 4-5 yaşlarında idi. Evimizin önündeki sokaktan bir cenaze geçiyordu. Sokağın başında cenazeyi taşıyanlar durdular, birisi Fatiha okunmasını istedi.
Manzarayı pencereden görüyoruz.
Kızım, tabutun içinde ne olduğunu sordu.
Anlattım.
İnsan bir yolcudur; hayat bebeklik, çocukluk, gençlik, olgunluk, ihtiyarlık döneminden sonra sona eder. Ölen insan kabre konur.
- Kabirde ne olur?
Başını okşadım, kabirden sonra ebedî bir hayat olduğunu anlattım.
- Kabir âhiret hayatının ilk kapısıdır. İnsan bir süre kabirde misafir edilecek, sonra kıyamet günü Toplanma Meydanında toplanacağız. Bize bu hayatı emanet olarak veren Rabbimize hayatımızın hesabını vereceğiz. İyiliklerimiz fazla gelirse cennete gideceğiz. İyiler cennete gider, kötüler cehenneme.
Allah insanı yoktan var ediyor, dünyaya imtihan için gönderiyor. Bize kitap göndermiş ve peygamberler vasıtasıyla neyin iyi neyin kötü olduğunu anlatmış. Bize kendisine ibadet ve kulluk etmemizi, iyilik yapmayı, iyi insan olmayı emrediyor. Bunları yapanları müjdeliyor:
“İyiler cennete gidecek, sonsuz olarak orada yaşayacaklar. Dünya fani, ahiret hayatı bakidir.”
Kızım cennetle ilgili sorular sordu ve cevapladım.
Ölümün ebedî hayat yolculuğu olduğunu anladığı zaman huzura kavuştu.
Bizi yoktan var eden Allah, öldükten sonra yeniden dirilteceğini vadediyor.
Yasin Suresinde, çürümüş kemikleri kim diriltecek diye soran Übey bin Halef’e Allah şu cevabın verilmesi ister:
“Onu hiç yoktan ilk defa kim yaratmışsa o diriltecek. O her türlü yaratmayı gayet iyi bilir. Yeşil bir ağaçtan (Birbirine sürtülerek ateş çıkartılan bir ağaç) sizin için ateş çıkaran odur. Ateşi ondan yakıyorsunuz.
Gökleri ve yeri yaratan, onların benzerlerini yaratmaya kâdir değil mi?
Elbette kâdirdir. O her şeyi hakkıyla bilen bir yaratıcıdır.
Bir şeyi yaratmak istediği zaman onun işi “ol” emrini vermektir. O şey derhal oluverir.
Her şeyin mülkü elinde olan Allah’ı kusurdan uzaktır. Siz sadece ona döndürüleceksiniz.” (Yasin, 78-83)
Bir şeyi ilk defa yapmak zordur, ikinci defa yapmak daha kolaydır.
İnsanı hiç yoktan yaratan Allah, ikinci defa daha kolay yaratır.
Öldükten sonra dirilmeyi Yüce Mevla vadetmiştir. Elbette insanı yeniden diriltecektir.
Vadettiği şey, onun için son derece kolaydır.
Yeri, gökleri, atomları, yıldızları yaratan Allah’ın gücü, insanı yeniden diriltmeye yeter.
Sözünden dönmek veya vadettiği şeyi yapmamak Allah için düşünülemez.
O merhametli ve şefkatli, adaletlidir.
Şair, vermek istemeseydi istemeyi vermezdi, der.
İnsana ebedî yaşama arzusu vermiş, elbette ebedî hayatı da ihsan edecektir.
Her sanatkâr ortaya koyduğu sanat eserini önce kendisi seyreder, sonra onu seyredecek ve takdir edecek seyircilerin görmesini ister, bunun için sergi açar.
Allah muhteşem bir sanatkârdır. Yeri, gökleri ve bütün varlıkları son derece hünerli, sanatlı bir şekilde yaratıyor.
Bu sanat eserlerinin seyircisi insanlar, cinler ve meleklerdir. Sanatın sürekliliği onu seyredecek, beğenecek ve sanatkârını takdir edecek seyircilerin de ebedî olmasını gerektirir.
Ölümden sonra insanı ebedî bir hayat beklemektedir.
Ahiret hayatının varlığı insanı ölüm karşısında sabırlı hâle getirir.
Ebedî hayatın varlığı, dünya hayatını anlamlı hâle getirir; ebedî saadeti kazanmak için insanı iyilik ve ibadet yapmaya sevk eder.
Depremde vefat edenler şehitlik rütbesi kazanırlar. Ev, mal ve benzeri kayıplar sadaka hükmüne geçer.
Kayıplar dünya hayatı bakımından kayıp görünür; ahiret hayatı bakımından kazançtır.
Depremzedelere yardım etmek önemli bir sevap kazanma fırsatıdır.
Dünyada ölümsüzlük yoktur, burası misafirhanedir.
Hayat yolculuğu cennet veya cehennemde sona erecektir.
Depremzedeleri teselli etmek, onlara yardım etmek ve yaralarını sarmak bizlerin en önemli vazifesidir.
Kaynak:https://www.yeniakit.com.tr/Ali Erkan Kavaklı